26 Ekim 2015 Pazartesi

DİZİLERDE HAYATIMIZA GİREN 11 ŞEY...


1- Kaç yaşında olursan ol eğer bir sevgilin yoksa eziksin demektir.
Burada bize mutlaka bir kızla ve erkekle arkadaşlık yapmamız gerektiği bilinçaltımıza yerleştirildi.

2- Önemli olan tek şey aşktır. Aşk için evlilik, namus ve anne-baba feda edilebilir.
Hayatın tamamını bir kız ve erkeğin ilişkisinde odakladı.

3- Başkalarını aşağılamak ve küçük düşürmek seni popüler ve gözde yapar.
Popülerliğin yollarından birinin bu olduğu algısı maalesef topluma yerleşti.

4- Yalan söylemek ve hırsızlık sana göre iyi bir amaç için yapılıyorsa çok masum hatta çok da şirin şeylerdir.
İslamın yanlış gördüğü kavramların zıddı geliştirildi ve aykırı olarak gördüklerimiz artık normal gelmeye başladı.

5- Fakir insanlar asla mutlu olamazlar. Mutlu olmanın tek yolu zengin veya ünlü olmaktır.
Halbuki mutlu olmanın yollarından birinin doğru ve helalinden az ya da çok kazanmak olduğu unutturuldu.

6- Anne ve baban birbirine ilk günkü gibi aşık değilse boşanıp başkalarıyla evlenmeliler ve sen de onları desteklemelisin.
Bir ömür boyu iyi günde kötü günde birlikte olma algısı unutturuldu.

7- Nikah olmadan beraber olmakta hiç bir sorun yoktur. Büyüdüğünde sen de istediğin kız veya oğlanla istediğin şekilde beraber olabilirsin.
İslamda Mahremin eline dokunmanın ateşe dokunmak olduğu algısı yok edildi, artık sevgilisi ile nikah dışı yaşamayan eleştirilir oldu!

8- Birinin değerli ve beğenilen olması için güzel/yakışıklı ve zengin olması gerekir. Yoksa değerli değildir.
Her şeyi görüntüde ve maddiyatta arar olduk. Bunlar yoksa kendimizi eksik hissetmeye başladık.

9- Güzel olmak demek 34 beden zayıflığında ve mini etek giymek demektir. Yakışıklı olmak demek ise kaslı olmak ve bunları her fırsatta göstermek demektir.

10- Ahlâkının güzel olmasının hiç bir önemi yok. Çünkü insanlar seni kullanır ve enayinin teki olarak kabul edilirsin. Hırslı ve zeki olmalı, zekanı başkalarının kuyusunu kazmak için kullanmalısın.

11- Tek ve gerçek mutluluk bu dünyadaki lüks yaşamla kazanılır.
Halbuki İslamın çizdiği sınırlar bunlar değildi.

2 Ekim 2015 Cuma

PEYGAMBERİMİZİN RÜYASI

 
 Peygamberimiz (s.a.v) bir sohbetinde Eshab-ı Kiram bir rüyasını şöyle anlattılar:  
Dün gece rüyamda,yanıma iki kişi geldi.Ben kim olduklarını sordum.Söylemediler.Bana: Yürü,beraber gidelim,dediler.Beraber yürümeye başladık.Biraz ileride,arkasını bir yere yaslanmış bir adam gördüm.Onun başının ucunda başka bir adam,ona taş atıyor ve taşlarla adamın başını eziyordu.Adam başka taş almaya gidince başı ezilenin başı eski haline geliyor,o adam yine getirdiği taşlarla adamın başını eziyor ve bu hal böyle devam edip gidiyordu.
Ben yanımdakilere:-Allah,Allah!Bu ne haldir? diye sordum.Bana "sen yürü,yürü"dediler...
Yürümeye devam ettik.Adamın biri sırtüstü yatıyor,diğer bir adam da elinde demirden kanca olduğu halde yatan adamın yüzünün bir tarafını parçalıyor,öbür tarafına geçiyor,öbür yüzünü yarıncaya kadar parçalanan yüzü iyileşiyor,tekrar dönüp aynı işkenceyi sürdürüyordu.Ben yine:
-Sübhanellah!Bunlara ne oluyor böyle,dedim.Bana yine "sen yürü,yürü" dediler.Devam ettik.
Biraz ileride fırına benzer bir yer gördüm...İçinde insanlar,altlarından alev geldikçe öyle feryat ediyorlar ki,dünyada onların sesini duyan her canlı ölürdü.Ben:
-Bunların suçu nedir? dedim.Yanımdakiler bana "sen yürü,yürü" dediler.Yürüdük...
Suyu kan renginde bir nehir... İçinde bir adam yüzüyor,yüzüyor,ırmağın kenarına geliyor.Kenarda bir adam var...Yanında bir çok taş toplanmış.Yüzen adamın ağzına bir taş koyuyor.Adam gidiyor,o taşı yutuyor ve yüzerek geri geliyor,böylece azab devam edip gidiyor.Ben:
-Bu nasıl şeydir?dedim.Bana "sen yürü,yürü"dediler.Yürüdük...İleride çirkin bir adam...Bir ateş yakmış,yaktığı ateşin etrafında durmadan dolaşıyor,hayret etmiştim bu adamın haline.
-Bu ne yapıyor böyle?dedim.Bana "sen yürü" dediler.
Bir müddet daha gittik.İçinde çeşitli çiçeklerin bulunduğu bir bahçe gördüm.İçinde uzun mu uzun boylu bir adam,öyle ki boyunun uzunluğu göklere doğru yükselmişti.Adamın etrafında ise toplu halde kalabalık çocuklar vardı.Ben:
-Böyle uzun boylu bir adam ve bu kadar çok çocuk görmemiştim.Bu adam kim ve yanındaki çocuklar kimlerdir?diye sordum:Bana yine"yürü,yürü"dediler.
Yürümeye devam ediyorduk.Büyük bir ormana vardık.O kadar büyük orman daha görmemiştim.Yanımdakiler"Buraya gir" dediler.
Beraber girdik.Biraz ileride altın gümüşten yapılmış muazzam bir şehir göründü.Şehrin kapısını vurdular.Kapı açıldı,içeri girdik,içerde bizi bir takım insanlar karşıladı.Vücutlarının bir yüzü gayet güzel,bir yüzü ise çok çirkindi.Yanımdakiler onlara,oradan akmakta olan nehri göstererek:"Şu nehre girin" dediler.
Onlar nehre girdiler geri çıktılar .Vücutlarındaki o çirkinlikten hiç eser kalmamıştı...
Yanımdakiler bana:
-Burası Adn Cennetidir...Senin yerin burasıdır,dediler.Başımı kaldırıp baktığımda çok güzel bir köşk gördüm.Onlara,beni bırakın da yerime gireyim,dedim.Kabul etmeyip "şimdi olmaz,ileride geleceksin"dediler.Ben onlara kim olduklarını sordum.Allah tarafından gönderilmiş melekler olduklarını söylediler.Bu gördüğümüz acaip şeylerin ne olduğunu sordum.Şöyle anlattılar:
Birincisi,kafası taşla ezilen adam;Kur'an öğrenip onunla amel etmeyen ve uykuyu farz namaza tercih eden kimsedir.Yarın kıyamette böyle azap görecek.
İkincisi,kanca ile yüzü parçalanan kimse ise;yalan söyleyerek,halkı birbirine düşüren kimsedir,öyle azap görecektir...
Üçüncüsü,yani fırında azap görenler,zina eden erkek ve kadınlar...
Dördüncüsü,yani kan renginde ırmakta yüzen ise;faiz yiyendir...
Ateşin etrafında dolaşan Beşincisi ise Cehennem zebanisi Malik'tir.
Altıncısı,bahçedeki uzun boylu adam,İbrahim aleyhisselam...Etrafındaki çocuklar da islam olarak doğan ve islam olarak ölen çocuklardır.Peygamberimiz buraya gelince,Eshab,
-Ya Rasulellah! müşriklerin çocukları da dahil mi? diye sordular.Peygamberimiz:
-Evet!buyurdu.
Vücutlarının yarısı çirkin yarısı güzel kimseler ise,hem günah işleyip hem de  iyilik eden.fakat iyilikleri kötülüklerine galebe çalan kimselerdir,diye anlattılar buyurdu.


Dini Hikayeler

DİĞER YAYINLARIM..