ayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Temmuz 2016 Cuma

KADİR GECESİNDE YAPILACAK İBADETLER..


* Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
 

* Üzerinde namaz borcu olanlarin nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar.
 

Süfyan-i Sevri: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur"an okuyup sonra dua etmek daha güzeldir” demiştir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313).
 

* Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
 

* Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
 

Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
 

* Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
 

* Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
 

* Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
 

Hz. Aise (r.ah) söyle anlatiyor: “Ey Allah"in Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasil dua edeyim? diye sordum. Resulüllah (s.a.v):
 

“Allahümme inneke afüvvün tühibbü"l-afve fa"fu annî (Allah"im sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet)” diye dua et, buyurdu (Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI, 314).
 

Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tövbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Bu da kişinin imanını tazeler. Gecenin bütününü ibadetle geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler.
 

Bu, bin aydan hayırlı olduğu bildirilen gecede insanlık alemini huzura kavuşturmak için gerekli olan esaslar indirilmiştir. Namaz, zikir, tesbih, Kur"an okumak gibi bedeni ibadetlerimiz yaninda düşünce ile ibadet olarak isimlendirdiğimiz tefekkürü insanlığın amacı nedir? olgun insan olma mertebesine nasil ulaşabiliriz? Nasil insanlığa daha iyi hizmet edip, daha çok sevgi sunabiliriz? şeklindeki odak noktalari ile güçlendirelim.
 

Unutmayalim ki; özellikle bu gecede Tevvab olan Allah tövbelerimizi kabul edecektir. Bizlere bir ikram olarak sunulan bu kutsal Kadir gecesinde dualarımızdan insanlığın huzuru, sevgi ve kardeşliğin sağlanması ve devamı için bizlere daha fazla güç, iman vermesi için yakaralım. Yalnız kendi sevdiğimiz insanların değil, bütün insanların sevgiye layık olduğunu anımsayarak sevgide sağlam ve cömert bir ruha sahip olmak için de yardım dileyelim.

HAYIRLI KANDİLLER..

11 Kasım 2015 Çarşamba

FATİHA SURESİNİN HİKMETİ

Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
"Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki:
Kul benim huzurumda namaza durup "Allâhu Ekber" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım.
Kul "elhamdü" dediğinde Allâhü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar, o da "lillâhi" diye cevap verir.
Allâhü Teâlâ, "Allah kimdir?" diye sorunca "Rabbilâlemîn" der. "Alemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca "Errahmânirrahîm" der.
"Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca "Mâlikiyevmiddîn" der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ,
"Ey kulum, din gününün sahibi benim" der. Kul, "İyyâke na'budu ve iyyâke nesteîn; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz" deyince Allâhü Teâlâ, "Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin" buyurur.
Kul "İhdinâ; bize hidayet et" deyince Allâhü Teâlâ,
"Hangi hidayeti istiyorsun?" buyurur. Kul "Essırâta'l-müstakîm; "Sırât-ı müstekîmi, doğru yolu" deyince Allâhü Teâlâ,
"Hangi yolu istiyorsun?" diye sorar. Kul "Sırâtallezîne en'amte aleyhim" "Kendilerine in'âm ettiğin bahtiyarların yoluna" deyince
Allahü Teâlâ:
"Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraber kıldım" buyurur. Kul,
"Ğayri'l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn; Ne o gadap olunanların, ne de sapkınların" deyince Allâhü Teâlâ tekrar meleklere, "Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim" buyurur.
Kul "Amin" deyince onunla beraber bütün melekler de "Amin" derler..
Müslim, Müsâfirin 254; Nesâî, İftihah 25.

18 Haziran 2014 Çarşamba

RAMAZAN NE DEMEKTİR?

RAMAZAN NE DEMEKTİR?
Mücahid (Rah.) Ramazan kelimesini tek başına kullanmaktan kaçınarak onu Hz. Allahın  kullandığı gibi Ramazan ayı şeklinde kullanmalıyız, buyuruyor. 
Ayet-i Kerimede Ramazan ayının içinde Kur'anı Kerimin  indirildiği zikredilmektedir. Başka bir ayeti kerimede ise " Sizden kim o aya erişirse onu oruçla geçirsin" buyrulmaktadır. Bu şu anlama gelmektedir;  Sizden her kim Ramazan ayının ne kadarında hazır bulunacak olursa o kadarını oruçla geçirsin, demektir. 
Ramazanda yolculukta oruç tutulur mu?
Bakara suresi ayet 184' de şöyle buyruluyor:
(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Ramazanda yolculuk yapan kimsenin orucunu yemesi Allah tarafından ona tanınmış olan bir Ruhsattır. Yolcu olan kimse Ramazan ayında orucunu tutacak olursa borcunu ifa etmiş olur. Orucunu yiyecek olursa  Ramazanın dışındaki günlerde onları kaza eder. 
Ayeti Kerimede Ruhsat yolcu ile hastaya birlikte tanınmıştır. Şayet hasta Ramazanda kendisini  zorlayarak oruç tuttacak olursa orucunun sahih olacağı iyileştikten sonra Ramazanın dışındaki günlerde hasta iken tuttuğu oruçları kaza etmeyeceği hakkında icma vardır. 
Hamza (Rah.) şöyle buyurmuştur: 
Rasulullah (S.A.V)' e 
- Ben, yolcu iken oruç tutmaya güç yetirebilecek biriyim.Benim, oruç tutmamda bir mahzur var mı ? diye sordum. Resulullah (S.A.V) :
- Bu Allah tarafından bir ruhsattır. Kim bu ruhsatı kullanacak olursa güzel bir şeydir. Kim oruç tutmayı severse onun için bir mahzur yoktur, buyurdu.    

BahtiYAR

11 Şubat 2014 Salı

ASR VAKTİ

İKİNDİ NAMAZI




Hz. Allah Asr (ikindi)  vaktine yemin ederek, müstakil bir sure inzal etmiştir. İnsanların o vakitte dünya işleri ile çok meşgul oldukları için kazaya kalma ihtimali en fazla olan namazdır, ikindi. 
Süleyman A.S  atları ile bir ikindi vakti çok meşgul olarak ikindi namazını kaçırır. Allahü Tealaya günlerce tevbe eder ve kendini affettirmek için bütün atları keserek  fakir fukaraya dağıttırır.  İkindi namazının ehemmiyeti açısından asrı saadette yaşanan şu hadise durumu en iyi özetleyen tablodur.   
Bir gün Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)' me bir kadın koşarak geldi. 
Ey Allahın Resulu ben çok büyük bir günah işledim , tevbe etsem Hz. Allah beni affeder mi, dedi. Peygamber A.S nedir, anlat bakalım buyurdu. 
Kadın; Efendim eşim cihada gitiğinde zina yaptım ve bu zinadan bir çocuğum oldu. Korktuğum için kimseye söylemeden çocuğu sirke bidon'unda boğarak öldürdüm ve o sirkeyi de sattım, çok pişman oldum, der. 
Sevgili Peygamberimiz çok üzgün ve mütessir olmuştur.  Bir insanın nasıl bu kadar zalim olabileceğini düşündüğü   halde, sinirlenerek, bu kadar bağırıp çağırmandan  bende ikindi namazını kaçırdığın için feryat ediyorsun zannettim, buyurur.


Kaynak: Alusi; Ruhul Me'ani Fi Tefsiril Kuranil Azim Ves Seb'il Mesani Tefsiri   Asr Suresi Tefsiri ;  


DİĞER YAYINLARIM..