sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2017 Cuma

SOĞANIN 10 FAYDASI


Öksürüğe son

Bir türlü kesilmeyen öksürükleriniz mi var? Eczaneden aldığınız şuruplar bir işe yaramıyor mu? İhtiyacınız olan şey soğan suyu! Evet belki nefesiniz pek hoş kokmayacak ama sakızla, diş macunuyla o kokuyu bastırabilirseniz soğan suyu öksürüğünüzü kısa sürede bünyenizden söküp atacaktır.

Ateş düşürücü özelliği var

Ateşiniz düşmüyor ve o zalım fitil tedavisine karşı direniyor musunuz? O zaman yapmanız gereken şey soğanla ateşinizi söndürmek. Korkmayın soğanı fitil niyeyine kullanmayacaksınız, çorabınızın içine ayak tabanınızla temas edecek şekilde koyacağınız soğan dilimleri mucizevi şekilde ateşinizi düşürecek! 

Nezleye iyi geliyor

Nezleniz bir türlü geçmiyor mu? Kendinize bir soğan partisi vermenizin zamanı gelmiş demektir. Çayınızın içinde bir adet dilimlenmiş soğanı kaynatıp için, yanında da tuzlu soğan halkaları yiyin. Vurun kafayı yatın, uyandığınızda kesinlikle daha iyi hissedeceksiniz. 

Kulak çınlamasına son

Kulak vücut için kritik bir organ. Neredeyse bütün dengemizi sağlayan bir organ. Ona bir zarar geldiğinde sıkıntı büyük oluyor. Kulakta yaşanan uğultu, çınlama ve ağrı gibi durumların acısını yaşayan bilir. Böyle bir durumda yapılması gereken, soğanın cücüğünü ikiye bölüp kulaklara tıpa gibi koymaktır. Birkaç saat içerisinde soğan sıkıntı neyse inanılmaz şekilde tedavi edecektir.

Ağlayarak rahatlayabilirsiniz

Bilinen bir gerçektir insanların belirli aralıklarla ağlaması gerekir. Bu hem göz sağlığı, hem de duygusal birikimlerin dışarıya atılması için gereklidir. Hatta olur olmadık saçma zamanlarda yok yere ağladığınızı görüp şaşırabilirsiniz. Bunların hepsi birikimden... Soğan kesildiği zaman ağlatıcı özelliğiyle kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlarda sizi ağlatarak rahatlatır. Dalga geçmiyoruz, tavsiye edilen bir deşarj yöntemidir.

Aloe Vera ile aynı özelliğe sahip

Bazı bitkilerin insan vücudundaki yaralanmaları çok hızlı bir şekilde tedavi ettiği bilinen bir gerçek. Bunlar arasında Aloe Vera en etkili olanların başında geliyor. Ancak her evde, her markette Aloe Vera bulmak mümkün değil ve Aloe Vera çok da ucuz bir bitki değil. Fakat bu bitkinin muadili, hali hazırda evinizde duruyor olabilir! Soğanın iç çeperindeki zarlar Aloe Vera ile hemen hemen aynı özelliğe sahip! Yaralanmalarınızda, bu zarları ayıklayıp hemen sıkıntılı noktanın üstüne koyun ve mucizeye şahit olun!

Yara izlerinin kaybolması için kullanabilirsiniz

İlginçtir soğan sadece gündelik yaralanmalarda değil, çok daha problemli yaralanmalarda hatta cerrahi operasyonlardan sonra kalan izlerin toparlanmasında da büyük bir alternatif tedavi konumunda. Yaralardan kalan izlerin kaybolmasını hızlandıran bir etkiye sahip olan soğanın bu konuda sihirli özelliklere sahip.

Enfeksiyona karşı birebir

Vücudunuzdaki bir yara enfeksiyon kaptıysa, hastaneye ulaşmadan önce sizi kurtaracak bir şeylere ihtiyacınız varsa bir miktar destekle soğan size bir ilaç olabilir. Bir dilim ekmeğin üstüne sütü kaynatıp dökün, üstüne bir soğan rendeleyin ve enfeksiyonlu yaranın üstüne bastırın. 2 saat kadar bu karışımın enfeksiyonlu alanla temasını kesmeyin. 2 saat sonra enfeksiyonu bu karışımla beraber vücudunuzdan çekebilirsiniz.

Güneş yanıklarını tedavi edici özelliğe sahip

Güneş yanıklarına genelde ülkemizde yoğurt sürerek çare buluyoruz. Ancak asıl tedavi soğanda. Yanıklarınızın üstüne soğan dilimleri koyun ve yanığın soğanın suyunu çektiğinden emin olun. Bunun üstüne bir yumurtanın akını sürerek tedavinizi sağlayabilirsiniz.

Arı sokmalarına iyi geliyor

Ülkemize arı soktuğu zaman üstüne tezek sürmekten tükürmeye kadar pek çok çılgın tedavi yöntemi önerilir ancak asıl tedavi yine soğanda. Üstelik sadece arı değil, sivrisinek sokmalarında da bir hayli etkili bir yöntem. Hayır soğanı sürmeyeceksiniz. Evinizde yaz günleri sağda solda soğan kesip koyun bir kenarlara. Arılar ve sivrisinekler soğanın olduğu yerlere yaklaşmazlar. Arı sokmasına daha arı sokmadan savunmanızı almış olursunuz! 






15 Aralık 2015 Salı

ALDIĞINIZ YİYECEKLERİN ETİKETİNDE “E120” YAZIYORSA BÖCEK YİYECEĞİNİZİ BİLİN!

E120Karminik Asit adlı katkı maddesi, kaktüsleri mesken edinmiş bir böcek türünden elde ediliyor. Karmin böceği, kaktüs bitkisine kene gibi yapışarak hayatını sürdürür. Meksika’da bu iş için özel Karmin tarlaları kurulmakta, böcek ve larvaları üreticilerce toplanarak gıdalarımıza katılmak üzere toplanmakta…
Karmin böceğinin vücut ve yumurtalarından elde edilen ‘Karminik asit’in, Avrupa Birliği EC kod sistemindeki karşılığı E120. Gıda endüstrisinin kırmızı renklendirici olarak kullandığı bu böceğin kanı, bedeni ve larvaları saf renklendirici (E120i) ve ham ekstrakt (E120ii) şeklinde pazarlanmakta.
BİR KİLO KARMİN İÇİN 160 BİN BÖCEK
Karminik Asit’in üretimi sırasında, böcekler, kurutulduktan sonra iki şekilde öldürülüyor; sıcak suya daldırılarak yahut buhara maruz bırakılarak.
Üretimdeki metot farklılıkları veya böceğin farklı türleri, kırmızı, mor ve pembe renk tonlarının oluşmasına neden oluyor. Bir kilo boya elde etmek için, 150-160 bin böcek gerekiyor.
ÇOCUĞUNUZA BÖCEK YEDİRİR MİSİNİZ?
Karminik asit yapımında kullanılan böcek: Koşineal
Karminik Asit adlı katkı maddesi; gıda, ilaç, tekstil ve boya sanayi gibi birçok endüstride kullanılmakta. Dondurma, sakız, süt ürünleri, pasta ve kekler, şekerler, jelâtinli tatlılar, çikolatalar, soslar, salam ve sosisler, reçel ve marmelatlar, kola ve gazozlar, vişne suyu gibi çok sayıda yiyecek ve içeceğin yanı sıra; evlerimizin duvar boyalarında ve halısında, üzerimizdeki yahut bir cilt bakım ürünlerinde, ruj, pudra ve allıklarda, merhemler ve kozmetik ürünleri ile deterjanlarda da karşımıza çıkabilmekte.
HİPERAKTİVİTE, ASTIM, EGZAMA, UYKUSUZLUĞA YOL AÇIYOR
Alanında oldukça sabıkalı olan Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi FDA, hemen her türlü katkı maddesini güvenli bulduğu gibi Karmin’i de güvenli bulmakta. AB örgütü olan EFSA ise Karmin’e karşı alerjik reaksiyonlarda artış olduğunu duyurdu.
İngiliz Gıda Standartları Ajansı FSA (Foods Standard Agency); astım ve alerjik reaksiyonlara neden olduğunu, bazı insanlarda da alerjik reaksiyonların en şiddetlisi olan ‘anafilaktik şok’a yol açtığını rapor ediyor.
alerjik reaksiyon
Michigan Üniversitesi’nden Dr. Baldwin başkanlığındaki bir heyet, Karmin’in anafilaksi olarak bilinen ciddi bir alerjik reaksiyona neden olabileceğini ispatladı. CSPI bu reaksiyon tedavisinin hastanede yatarak yapılması gerektiğini söylüyor.
Corinne Geuget, Additifs Alimentaires adlı eserinde, Karmin’in neden olduğu riskleri şu şekilde sıralıyor: “Hiperaktivite, astım, egzama ve uykusuzluğa neden olduğu kanıtlanmıştır. Karsinojenik (yani kanser gelişmesine yol açma) ve mutajenik (mutasyona neden olma veyahut da insan bedeninde biyolojik değişim)e neden olabilir. Üreme sistemi ve metabolizma üzerindeki uzun vadeli yan etkileri konusunda henüz bir araştırma yapılmamıştır.”
Yaygın sonuç ise; özellikle çocuklar başta olmak üzere bazı kişilerde hiperaktivite artışına neden oluyor. Birçok batılı kaynak; Müslümanlar, Museviler ve vejetaryenlerin sakınmalarını önerirken, bizdeki bazı ilahiyatçılarda birbirlerinden farklı düşünüyor.
Karmin alternatifi var mı?
Böcekten elde edilen renk pingmentinin en iyi ve en sağlıklı alternatifi; üzüm kabuğu.
KURAN’A GÖRE HARAM
Karmin’in dinen caiz olup olmadığı din adamları tarafından tartışılan bir konu. Mâide Suresi 3.ayette Cenab-ı Hak açık ve net bir şekilde, “Kan yemek Müslümanlara haram kılınmıştır” buyuruyor. Lakin bazı din adamları, Karmin içeren maddelerin haram olmadığını söylüyor.
Bu tezi savunanlar, üretim esnasında, böceğin kanının kullanılmadığı yahut kurutulma gibi işlemlerle kanın bazı mezheplere göre haram olma özelliğini yitirdiği’ görüşünü gerekçe olarak gösteriyorlar.
Mesela, Prof. Dr. Faruk Beşer, birçok üründe renklendirici ve tatlandırıcı olarak kullanılan Karmin maddesinin, İslam’a göre doğrudan doğruya haram denilemeyeceğini belirtip; “Hanefi kurallarına göre ‘mekruh’ yani hoş olmayan, olmaması gereken. Yani kullanmak sakıncalıdır” diyor.
BİRÇOK BATILI KAYNAKTA KARMİN’İN KAN İÇERDİĞİ YAZIYOR.
Lakin bu konuda araştırma yapan mütehassıslar, böcekten katkı maddesine dönüşüm süresinde, Koşineal ismiyle de adlandırılan böceğin kanının kullanılmamasının imkânsız olduğunu belirtiriyor.
Bu hususta uzun süren bir araştırma yapan ve “Yediklerimizin İçinde Ne Var?” adlı kitabında Karminik asit konusuna yer veren Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, Konu ile ilgili bir makalesinde: “Bilgilerimi tazelemek için yaptığım literatür taramasında, birçok batılı kaynağın, bu böceğin (böcekten elde edilen maddenin) kan içerdiğini özellikle belirttiğini bir kez daha gördüm.” Diyor.
Din âlimi Rıfat Oral Hoca ise, ‘böcek yemek; Maliki mezhebine göre caiz, fakat Hanefi, Şafii ve Hambeli mezheplerine göre ise caiz değil’ diyor. Böcek kan içeriyor ve sağlık açısından sakıncalı ise helâl denilemeyeceğini de sözlerine ekliyor.
İlmi Araştırmalar Merkezi (İLAM) Görevlisi Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’a, “Hayvan kanının aktarıldığı gıda helal midir haram mı?” diye sorduk. İşte yanıtı:

KARMİN İLE DOMUZ YEMEK ARASINDA FARK VAR MI?
Karmin böceğinin kanından yapılan “Karminik asit” adlı gıda katkı maddesi, bugün, dondurmadan sakıza, süt ürünlerinden salam ve sosise kadar birçok yerde kullanılıyor ve bolca tüketiliyor. Kur’an’da, domuz eti yemenin haram oluşu kadar kan tüketmek de haram kılınmıştır. Bu minvalde domuz eti yemek ile ‘karminik asit’ kullanılan ürünleri tüketmek arasında bir fark var mı? Bu husustaki yorumlarınız nelerdir?
Bu durumda Karmin maddesi elde edilirken, böceğin kanı olup olmadığı önemli. Bu böceği yemenin caiz olup olmadığı sorularına cevap üretmek gerekir. Ben fıkıhçı değilim ve bu hususta sorununda doğru muhatabı değilim. Ancak bu madde, bir minik canlının kanı da dâhil tüm bedeninden elde ediliyor.
TABAĞINIZA BÖCEK KOYSALARDI YER MİYDİNİZ?
Şimdi insanlar kendine şu soruyu sormalılar; “Bu böcek tabağıma konulsaydı yer miydim?” Cevapları evet ise soruyu bu konuda bilgili bir âlime sorsunlar. “Hayır yemem” diyorlar ve cevaplarında da samimi iseler bu böcekten elde edilmiş tozu da yememeleri gerekir.
GİMDES KARMİNLİ GIDALARA HELAL SERTİFİKASI VERMİYOR
gimdesHelal gıda sertifikası veren kurumlardan biri olan GİMDES, resmi web sitesinde şu açıklamayı yapıyor;
“Gimdes’in Gıdalarda İzin Vermediği Üç Katkı Maddesi
Sucuk, salam, sosis gibi et ürünlerinde; patates, mısır cipsi, hazır çorba, bulyon gibi ürünlerde kullanılan; Sodyum Nitrit ve Nitrat, Monosodyum Glutamat (MSG) ve Karmin Katkı Maddeleri”
YILDA EN AZ 500 GR. BÖCEK YEDİRİYORLAR BİZE
Hollanda’da Wageningen Üniversitesi’nden Entomoloji Profesörü Marcel Dicke, geçen yıl yaptığı açıklamasında işlenmiş gıda tüketen herkesin bir miktar böcek yediğini de anlatıyor: “Dünyanın herhangi bir yerinde işlenmiş besin maddesi tüketenler zaten böcek yemiş oluyorlar. Bunun miktarı da yılda yaklaşık 500 gram. Domates sosu, fıstık ezmesi ya da ekmek gibi işlenmiş tüm gıdalarda böcek vardır”
KARMİN’İN TARİHİ
Karmin, zaten daha önce, Orta ve Kuzey Amerika’daki Aztek ve Maya aşiretleri tarafından boya maddesi olarak kullanılıyordu. Karmin, altın ile kıyaslanabilecek kadar değerli bir ticari maldı. Şehirler Koşineal çantalarını Tenochtitlán’ın başkentine gönderirler ve böylece imparatorluğun yıllık gelirine katkıda bulunurlardı. Orta Amerika’nın İspanyol fatihleri, boyanın değerli olduğunu görünce, Avrupa’da o zaman kullanılan boyalardan daha iyi boya maddesi üretmeye başladılar.
KARDİNALLERİN ELBİSELERİ KARMİN İLE BOYANDI
Üretilen bu boya Avrupa’da daha çok popüler oldu ve genel olarak kozmetik, tekstil ve az miktarda gıdalarda kullanılmaya başlandı. Romalı Katolik Kardinallerin elbiseleri Karmin ile boyandı. Aynı zamanda İngiliz askerlerinin ceketleri de bu boya ile boyatıldı.
Karmin, Londra ve Amsterdam Ticari Mal Değiştirme Merkezi’nde düzenli olarak ticaret edilen ve fiyatı yüksek olan bir üründü. Birçok Avrupalı onun nereden geldiğini bilmiyordu. Amerikalı sömürgeciler, Karmin boyasını Meksika’dan direkt olarak getirmek yerine, Avrupa’dan satın alırlardı. 19. yüzyılda, böcekler Kanarya Adaları tarafından ithal edildi ve büyük oranlarda üretimleri yapıldı; Böylece Meksika tekeli sona erdi.
1868’de Kanarya Adaları altı milyon pound (yaklaşık 420.000.000.000 böcek) ihraç etti. Tekstil boya maddesi olarak kullanılmasının yanı sıra Karmin, gıdalarda da yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Kek, bisküvi, içecekler, reçel, dondurma, sucuk, börek, kurutulmuş balık, yoğurt, elma şarabı, maraska kirazı ve domates ürünleri Karmin ile parlatıldı. sakız, hap ve öksürük pastili olarak da kullanıldı. (en.wikipedia.org/wiki/Cochineal)
Hasılı, şu soruları sormakta yarar var; Tabağınıza bir böcek konulsa bunu yer miydiniz? “Bunu yeme sakıncalı” diyenlere “Bunlar önemsiz şeyler takılmamak lazım” deyip afiyetle ağzınıza götürür müydünüz? Ve madem ki kan tüketmek de domuz eti yemek kadar haramdır, ve Karminik asit reçelden, salama, sakızdan, dondurmaya kullanılmakta. Öyleyse Domuz etini yememe de gösterdiğimiz hassasiyeti, vişne reçelinde, çilekli dondurmada vesair E120 kodlu Karminik asit içeren gıdalarda da gösterebiliyor musunuz?

26 Kasım 2015 Perşembe

Gıdalarda Domuz Yağı Kullanılıyor

Bazı gıdalarda domuz yağı katkısı kullanıldığını biliyor muydunuz? 
Uzmanlar domuz yağı katkısı ve jelatinli ürünlerin insan sağlığını olumsuz etkilediğini ve tüketilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor.

Katkı kullanılmayan gıda maddesinin neredeyse kalmadığını belirten uzmanlar, günümüzde domuz yağı katkılı ve jelatinli ürünlerin, şeker, pasta, çikolata, öksürük şurubu ve kozmetik ürünlerde kullandığını belirtiyor.
GIDALAR REVİZE EDİLSİN
Tehlikenin büyüklüğüne dikkat çeken uzmanlar, helal sertifikalı gıdaların tüketilmesi konusunda vatandaşı uyarıyor. İnsan sağlığını hiçe sayanlara caydırıcılığı olan yaptırımlar uygulanması gerektiğine dikkat çeken GİMDES Baş Denetçisi, Gıda Yüksek Mühendisi Hayreddin İşbilir, Türk Gıda Kodeksi'nin helal, haram, mekruh, necis gibi İslami tanımlamalar ile revize edilmesi ve bu revizyona riayet etmeyi tüm üreticilere mecbur kılınması gerektiğini kaydetti.
İşbilir, "Ülkeye giren tüm katkılar denetlenirse bu konuda önemli bir adım atılmış olunacak. Dolayısıyla tükettiğimiz gıdalar helal ve sağlıklı olacak. Kurallara uymayan üreticilere verilen ceza miktarlarının mutlaka artırılması gerekiyor." dedi.
HANGİ ÜRÜNLERDE VAR?
GİMDES Baş Denetçisi, Gıda Yüksek Mühendisi Hayreddin İşbilir, en çok katkı maddesi bulunan maddeleri, "Çikolata, bisküvi, dondurma, sakız, yaş ve kuru pasta, şekerleme, cips, hazır çorba, bulyon, tatlı, meyve suyu prosesi, yufka, pizza, öksürük şurubu, grip ilaçları, bitkisel yağ, un, ekmek katkıları, sucuk kılıfları, kek ve krem" olarak açıkladı.

haberler.com

19 Kasım 2015 Perşembe

GEREKSİZ ANTİBİYOTİK KULLANMANIN 6 BÜYÜK ZARARI..

 Gereksiz antibiyotik kullanmanın 6 büyük zararı
Bu yıl 16 - 22 Kasım Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası olarak ilan edildi. Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler fayda sağlamadıkları gibi, pek çok ciddi sağlık problemine de neden olabiliyor. Böbrek veya karaciğer yetmezliği ile obezite bunlardan sadece bazıları.
NTV'ye konuşan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özkan Uysal gereksiz antibiyotik alımının yol açtığı sorunları şöyle sıraladı:
1- Ciddi alerjik reaksiyonlar oluşturabiliyor
Bu alerjik reaksiyonlar sadece hafif bir kaşıntı ya da deri döküntüsü şeklinde gelişebildiği gibi, ölümle sonuçlanabilecek kadar şiddetli olabiliyor.
2- Karaciğer fonksiyonlarını bozabiliyor
Karaciğer fonksiyon testleri adı verilen kan tetkikleriyle bu yan etkiler takip edilebilmektedir. Altta yatan karaciğer hastalığı olanlarda karaciğerde metabolize olacak bir antibiyotiklerden kaçınılmaktadır.
3- Böbrek yetmezliğine neden olabiliyor
Böbrekler üzerine toksik etkiler oluşturarak organ yetmezliğini tetikleyebiliyor. Akut böbrek yetmezliğinin en az 5'te biri kullanılan ilaçlar nedeniyle gelişiyor.
4- Antibiyotik ilişkili ishale yol açabiliyor
Normalde bağırsak içinde 400'den fazla bakteri türü bulunuyor ve bunlar hastalık oluşturmadıkları gibi fayda sağlıyorlar. Antibiyotik kullanımı bu normal floradaki bakterilerin ölmesine ve böylelikle fırsatçı bakterilerin üremelerine ortam hazırlıyor ve böylelikle ishaller oluşabiliyor. Hatta dizanteriyi taklit eden kanlı ishal tablosu gelişebiliyor.
5- Obeziteye neden olabiliyor
Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki; özellikle bebeklik ve çocukluk dönemlerinde daha sık antibiyotik kullananlarda obezite daha çok görülüyor.
6- Bağırsak sistemine hasar verebiliyor
İshal dışında görülebilen sindirim sistemi yan etkileri arasında bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler de görülebiliyor.
kaynak:ensonhaber.com

DİĞER YAYINLARIM..