15 Şubat 2014 Cumartesi

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN DEDELERİ 3 (MİSAFİRLİK SON )



Anne " Benim kim olduğumu ve babamın kim olduğunu senden öğrenmek istiyorum " dedi. 
Annesi " oğlum neden böyle bir şey istiyorsun " dedi. Sen büyük kral Ef'inin oğlusun dedi.
Ef'i işin doğrusunu söylemesi için Annesine çok ısrar edince , Ey oğulcuğum baban çok yaşlanmıştı, bende bu krallığın bizden başkasına geçmesinden korktum.
Bize Kralların çocuklarından bir genç gelmişti ondan oldun. dedi. 
Ef'i kahyayı çağırda ve misafirlere verdiğin balı anlat bana dedi.
Kahya " Bal arısı oğulu bulunca kovandan bal alıcı kimseleri gördüm . Orada kuru bir kafanın burun deliğinden içine hücum edip doldurduklarını " söylediler.
İşte çanak içindeki bal ondandı. Bende ondan daha güzel bal bulamayınca onu ikram ettim. 
Ef'i sonra aşçıyı çağırttı. Misafirlere verdiğin kebabı anlat dedi.
Aşçı " Çobana koyunların içinden en güzelini göndermesini " söyledim. Derhal çobanı çağırdılar.
 Çoban " o ilk yılda koyunumdan doğan ilk kuzumdu.  Anası öldü ve yalnız kaldı. Benim köpekte yeni yavrulamıştı bende onu diğer eniklerle birlikte köpekten emzirdim", dedi.
Köpekte onu yavruları ile emzirdi. Bende diğer koyunların yanında onun kadar iyisini bulamayınca onu aldım  dedi.
Kral bu defa içeceği hazırlayan adamı çağırdı. Bu içecek nasıldır anlat bakalım dedi.
Adam " senin babanın mezarına diktiğim üzüm asmasındandır ki Arap diyarında onun benzeri yoktur " dedi.
Efi anlatılanların tamamının Nizar oğullarının dediği gibi çıktığını görünce işin aslını onlardan öğrenmek istedi.
Onlarda : Koyunun köpek sütü ile beslendiğini koyun vesair hayvanların yağlarının et üzerinde köpeklerde ise bunun aksi olup koyun kebabında 
köpeklerinkine uygunluk ayrıca köpek kokusu vardı.
Kralın babasının başka bir adam olmasını ise babasının konukları ile birlikte yemek yeme adetine oğlunun uymamasından;
anladıklarını belirttiler. 
 Ef'i gelelim sizin mevzunuza dedi ve malları aralarında  babaları Nizarın verdiği renkleri ölçü olarak kullandı. Adaletli bir şekilde taksimatı yaptı........................  




iSLAM Tarhi 1. cilt M. Asım KÖKSAL 

14 Şubat 2014 Cuma

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN DEDELERİ 2 (KRALIN YANINDA )




Siz buna karşılık ne diyorsunuz , dedi.
Nizar'ın oğulları biz sana gelmek için yola koyulmuştuk,
Mudar "Ben devenin bir taraftaki otları yiyip diğer taraftaki otları  yemeyince onun bir gözünün sağ diğerinin kör olduğunu anladım " dedi.
Rebia " Bende devenin ayak izlerinden birinin çok silik olduğunu görünce aksak olduğunu anladım " dedi.
İyad " Bende devenin tersini(dışkısını) yerde sabit olarak gördüm eğer kuyruğu olsa idi kuyruğunu sallayarak onu dağıtırdı" dedi.
Enmar " Bende baktım ki deve bir yerde otladıktan sonra ileride güzel otları atlayarak gitmesinden onun ürktüğünü anladım" dedi.
Ef'i devenin sahibine" bak gördün deven onlarda değil git deveni aramaya devam et" dedi.
Sonra Nizar'ın oğullarına sizler kimsiniz? diye sordu.
Onlarda babalarının anlaşmazlık halinde gitmemizi söylediği için buradayız dediler ve meseleyi uzunca anlattılar.
Ef'i Hizmetçilerinden en çok değer verdiğini çağırıp,misafirlerimizi al ve onlara bakımda hiç kusur istemiyorum ayrıca ağızlarından ne çıkarsa not et ve bana söyle dedi.
Hizmetli Nizar'ın oğullarını misafirhane ye yerleştirdi.
Kahya onlara tahta bir çanak içerisinde bal getirdi.
Yediler ve " Biz bundan daha güzel daha nefis daha lezzetli bir bal yemedik " dediler.
İyad " Doğru söylüyorsunuz ama keşke bal arısı o balı bir kafatasına yapmasa idi" dedi.
Uşak bu sözü hemen ezberledi.
Sonra uşak koyun kebabı getirdi. Yediler" biz bundan daha iyi, daha yumuşak, daha semiz bir koyun eti yemedik " dediler.
Enmar " Doğru söylüyorsunuz fakat keşke kebab edilen koyun köpek sütü ile beslenmemiş olsa idi" dedi.
 Sonra içecek getirdiler. İçtikten sonra " biz bundan daha berrak, daha saf, daha duru, daha güzel kokulu bir içecek içmedik" dediler.
Rebia " Doğru söylüyorsunuz fakat keşke bu içkinin asması kabir üzerinde bitmiş olmasa idi." dedi.
Sonra da " biz bu kraldan daha misafirperver birini ve bol nimet veren başka birini görmedik " dediler.
Mudar " Doğru söylüyorsunuz fakat keşke o adını taşıdığı babasından başkasının çocuğu olmasa idi " dediler.
Uşak söylenilenlerin  hepsi kayd etti. Ve herşeyi ayrıntılı bir şekilde Kral Ef'i ye anlattı.
Ef'i Nizar oğullarının söylediklerini işitince çok şaşırdı ve koşarak annesinin yanına gitti.................................................

13 Şubat 2014 Perşembe

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN DEDELERİ_1 (DEHŞET VEREN ZEKA )

Resim alıntıdır..

Sevgili Peygamberimizin büyük  Dedelerinden  Nizar öleceği sırada oğulları Mudar, Rebia , İyad ve  Enmarı yanına çağırdı. Ve malları bölüştürmeye başladı. Mudarın elinden tutarak, kırmızı deriden çadır
ve renkçe ona benzeyen mallarım Mudar'ındır, dedi.  Nizar bundan sonra Rebia'nın elini tuttu ve Çift direkli şu kara çadır, Kara At ve renkçe ona benzeyenler Rebia'nındır,dedi. 
   Nizar bu defa İyad'ın elini tuttu ve kırçıl saçlı şu 
 Kadın kölem ve renkçe ona benzeyenler senindir, dedi.  Koyunlardan kırçıl, kısa bacaklı renkçe benzeyenleri İyad aldı. Nizar bundan sonra Enmar'ın elini tuttu. Şu Hımar On Bin Dirhem (Gümüş Para) ,arazi ve renkçe 
ona benzeyenler senindir, dedi.  Nizar en son evlatlarına bu taksimatta aranızda bir anlaşmazlık çıkarsa Necran Kralı Ef'i b.Ef'iyyülcürhimi'ye başvurmalarını vasiyet etti. O Size adaletli paylaşımı yapar,dedi.
Aradan fazla vakit geçmeden Nizar'ın oğulları arasında anlaşmazlık çıktı. 
Nizaroğulları meseleyi Ef'i ye anlatmak üzere hayvanlarına binip yola koyuldular. Necrana yaklaştıklarında Mudar otu henüz yeni yayılmış bir otlak mera görüp, 
"Bu otlakta yayılmış olan devenin muhakkak bir gözü kör", dedi.
  Rebia "hem de o devenin bir ayağı aksaktır", dedi.
İyad "onun kuyruğuda kesiktir" dedi.
Enmar "Hem de o ürkmüş kaçmıştır" dedi. 
Çok geçmeden hayvan üzerinde bir adama rastladılar. 
Adam " şuradan size doğru kaçan yitik bir deve gördünüz mü?" diye sordu.
Mudar" onun bir gözü körmü idi ?" diye sordu.
Adam " evet " dedi.
Rebia " o aksak mı idi ?" diye sordu.
Adam " evet " dedi.
İyad "onun kuyruğu kesik mi idi ?" diye sordu.
Adam " evet " dedi.
Enmar " o ürkmüş , kaçmış mı idi?" diye sordu.
Adam " evet " dedi. Vallahi bunlar benim devemin sıfatları dedi.. Siz benim devemin nerede olduğunu biliyorsunuz çabuk söleyin, dedi.
Nizar'ın Oğulları : Vallahi biz senin deveni görmedik, bilmiyoruz, dediler.
Adam : Devem sizin elinizin altında onun bütün özelliklerini biliyorsunuz, dedi. 
Ve adam Necrana kadar Nizar'ın oğullarını takip etti. Kral Ef'i nin tam yanına çıkacakları zaman: Efendim; Bunlar benim devemi aldılar ve devemi almadıklarına dair yemin ettiler.
Bana devemin sıfatlarını saydılar, sonrada görmedik dediler. 
Necran Kralı Ef'i Nizar'ın oğullarına döndü ve.............. 

kaynak;
iSLAM Tarhi 1. cilt M. Asım KÖKSAL 

DİĞER YAYINLARIM..