8 Haziran 2014 Pazar

HİKAYE DEĞİL!... TAMAMEN GERÇEK.

HİKAYE DEĞİL!... TAMAMEN GERÇEK...


Sahihi Buharide geçiyor..
Her yaptığı iyiliği insanların başına kakanlara ithaf olunur..
Bir Sahabe anlatıyor ; Ebu Musa El Eşari ile birlikte otururuyorduk ve o  şöyle  anlattı.
Zat-Ürrika gazvesine gidiyorduk. Kafilenin başında Sevgili Peygamberimiz vardı. İmkansızlıklar okadar çok idi ki. 6 kişiye bir deve düşüyordu ve nöbetleşe biniyorduk. Geceleri dinleniyor gündüzleri ilerliyorduk. Ağustos sıcağı o kadar bastırmıştı ki ayak tırnaklarımız düşmüştü.  Gömleklerimizi, üslüklerimizi ayağımıza sargı yaparak yola devam ettik. Hatta  içimizden bir sahabenin kolu kopmuş fakat sıcaklıktan farkında değildi. Kolunu sadece bir deri parçası tutuyordu. O sahabe de ayağı ile koluna basarak Allahın Resulunun yolundan beni alıkoyma dedi, ve kolunu kopararak yola devam etti. diye anlattı . Ama ardından Allah için yapmış olduğumuz bir şeyi anlattık dedi yüzü kızardı ve çok utandı.   

23 Şubat 2014 Pazar

YEMEK ADABI

YEMEK ADABINDAN BAZILARI








Yemekte dört şey farzdır:
1-  Helal olandan yemek,
2-   Yediği şeylerin Allâhü Teâlâ'nın ikramı olduğunu bilmek,
3-   Allâhü Teâlâ'nın verdiği rızka razı olmak,
4-       Bu rızıktan elde ettiği kuvveti Allâhü Teâlâ'ya isyanda kullanmamak.

Yemekte dört şey sünnettir:
1-  Başlarken besmele çekmek,
2-   Sonunda Allâhü Teâlâ'ya hamd etmek,
3-   Yemekten önce ve sonrasında elleri yıkamak,
4-   Otururken sağ ayağını dikip sol ayağının üzerine oturmak.

 Yemekte dört şey adabtandır:
1-   Önünden yemek,
2-   Lokmaları küçük almak,
3-   Lokmayı iyice çiğnemek,
4-   Başkasının lokmasına bakmamak.

Yemekte iki şey şifadır:
1-   Sofraya dökülen kırıntıları yemek,
2-   Tabağını bitirmek (sünnetlemek).

Yemekte iki şey mekruhtur:
1-  Yemeği koklamak,
2-   Yemeğe üşemek.

Yemeği sıcak yememek, soğumasını beklemek lazımdır. Sıcak yemek lezzetlidir. Fakat bereket soğuk yemektedir.
 Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıdır.
 Yemeğe azıcık tuz ile başlamalı ve tuz ile bitirmelidir. Meyveleri, çekirdek ve kabuklarıyla bir tabağa koymamalı.
Yemekten sonra yemeğin kırıntılarını toplamak ve sofradan kalktıktan sonra dişlerini temizlemek müstehaptır.
Allâhü Teâlâ'nın rızasına kavuşmak isteyen akıllı kimsenin, azığını gıdasını helalden temin etmesi ve nimetleri veren Allâhü Teâlâ'ya çok şükretmesi lazımdır.

Fazilet Takvimi 23 Şubat 2014 

21 Şubat 2014 Cuma

NAMAZLARINI GECİKTİRMEK... _2


                Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı." Olamaaaazzzz " diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. "Ben nasıl Cehennemlik olurum? Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep rabbimi anlattım." Diyordu.
 

Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararakalevleri göklere yükselen Cehennem'e doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı?  

Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.."Hizmetlerim... Oruçlarım.... Okuduğum Kur'anlar...... Namazım....Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?" diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu hiç sürüklemeye devamettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı.  

Resülullah, "Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlardan öyle temizler." Buyuruyordu. "Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?" diye düşünüyordu."  

Namazlarım.....Namazlarım....Namazlarım." diye diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. İki büklüm oldu.  

Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birden bire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. 
Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı. kendisini yukarıya çekti. Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı.  
"Siz de kimsiniz ?" dedi. İhtiyar gülümsedi: " Ben senin namazlarınım."  
"Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum."dedi....  

İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; Başını salladı;  
" Sen beni hep son anda yetiştirirdin, ...hatırladın mı?  
Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu....

LÜTFEN PAYLAŞALIM DUA İLE..


Kaynak :  Islamda Kadın Ve Aile 

DİĞER YAYINLARIM..