31 Aralık 2014 Çarşamba

AFFETMEK NE GÜZEL!

AFFETMEK NE GÜZEL!
Trenle seyahat eden bir adam son derece huzursuz bir gencin yanına oturmuştu. 
Gence sordu;
- Sen kimlerdensin diye.
-  Ben ceza evinden yeni çıkmış bir mahkûmum dedi ve başladı  anlatmaya. Çok üzüntülüyüm çünkü cezaevinde iken ne Annem ne Babam ne de Aile efradımdan kimse ziyaretime gelmediler hatta bir mektup bile yazmadılar. 
Anladım ki bana çok kızmışlar ve benden utanıyorlar. Ama ben yine de çok fakir oldukları için ziyarete gelemediler, okuma yazma bilmedikleri için mektup yazmadılar diye düşündüm , öyle düşünüyorum.  
Fakat içimde ki kurt da beni kemiriyor. Acaba beni affetmişler midir? 
Diye düşünüp  hepsine ayrı ayrı mektup göndererek; eğer beni affetti iseniz şehir İstasyonuna yakın büyük Söğüt ağacına beyaz çaput bağlayınız, yok beni istemez iseniz hiçbir şey yapmayın diye yazdım. 
Eğer söğüt ağacı boşsa batıya doğru yoluma devam edeceğim.
 Tren şehre yaklaştıkça heyecanı büsbütün artmıştı. Bu da yolculuk arkadaşının çok dikkatini çekmişti. Yüzü bembeyaz olmuş ve dışarı bakacak takati kalmamıştı,.
İyi giyimli arkadaşı, istersen ben bakayım dedi. O dakikalar zindanda geçen yıllardan daha fazla sürmüştü. Hüzün ,beklenti, ümit bir arada ;
Arkadaşı , Beş dakika sonra yeni Hürriyetine kavuşmuş, hüzünlü gencin omzuna elini atmış ve Bak Bak Bak .. Diye adeta sevinçle haykırmıştı. Zorla tuttuğu göz pınarlarından bir anda sevinç gözyaşları yanaklarına doğru hızla yol almıştı. Gözleri parlamıştı gencin. Yılların eskitemediği o büyük söğüt ağacı ilk defa bembeyaz kurdeleden çiçekler açmıştı.
Affetmek büyük erdemdir, dedi gizemli arkadaşı. 
Sevinçle sarıldı yeni tanıştığı arkadaşına.     

10 Kasım 2014 Pazartesi

MESCİD-İ AKSA İŞGAL ALTINDA





Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu

Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes

Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim

Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

Mescid-i Aksa’yı görüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu

Mehmet Akif İnan

18 Haziran 2014 Çarşamba

RAMAZAN NE DEMEKTİR?

RAMAZAN NE DEMEKTİR?
Mücahid (Rah.) Ramazan kelimesini tek başına kullanmaktan kaçınarak onu Hz. Allahın  kullandığı gibi Ramazan ayı şeklinde kullanmalıyız, buyuruyor. 
Ayet-i Kerimede Ramazan ayının içinde Kur'anı Kerimin  indirildiği zikredilmektedir. Başka bir ayeti kerimede ise " Sizden kim o aya erişirse onu oruçla geçirsin" buyrulmaktadır. Bu şu anlama gelmektedir;  Sizden her kim Ramazan ayının ne kadarında hazır bulunacak olursa o kadarını oruçla geçirsin, demektir. 
Ramazanda yolculukta oruç tutulur mu?
Bakara suresi ayet 184' de şöyle buyruluyor:
(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
Ramazanda yolculuk yapan kimsenin orucunu yemesi Allah tarafından ona tanınmış olan bir Ruhsattır. Yolcu olan kimse Ramazan ayında orucunu tutacak olursa borcunu ifa etmiş olur. Orucunu yiyecek olursa  Ramazanın dışındaki günlerde onları kaza eder. 
Ayeti Kerimede Ruhsat yolcu ile hastaya birlikte tanınmıştır. Şayet hasta Ramazanda kendisini  zorlayarak oruç tuttacak olursa orucunun sahih olacağı iyileştikten sonra Ramazanın dışındaki günlerde hasta iken tuttuğu oruçları kaza etmeyeceği hakkında icma vardır. 
Hamza (Rah.) şöyle buyurmuştur: 
Rasulullah (S.A.V)' e 
- Ben, yolcu iken oruç tutmaya güç yetirebilecek biriyim.Benim, oruç tutmamda bir mahzur var mı ? diye sordum. Resulullah (S.A.V) :
- Bu Allah tarafından bir ruhsattır. Kim bu ruhsatı kullanacak olursa güzel bir şeydir. Kim oruç tutmayı severse onun için bir mahzur yoktur, buyurdu.    

BahtiYAR

DİĞER YAYINLARIM..